Marka, ulusallık ilkesi gereğince yalnızca tescil başvurusu yapılan ilgili ülkede koruma sağlamaktadır. Türkiye’de başvurusu yapılan bir markanın koruması sadece Türkiye sınırları içinde geçerlidir. Özellikle Türkiye’de olduğu gibi yurtdışında da markaların taklit edilmesi söz konusu olabilmektedir. İhracat yapan, özellikle yurtdışı pazarlara giriş yapan firmaların markalarını o ilgili ülkelerde koruma altına alması çok önem arz etmektedir. Genel olarak karşılaşılan durumlar arasında ihracat yapılacak ilgili ülkede çalışılan distribütör aracılığıyla markanın kötü niyetle tescil alınması, ilgili ülkede sektör içerisinde bilinen bir markanın rakipleri tarafından taklit edilmesi ya da izinsiz şekilde markanın birebirinin tescilinin alınması gibi durumlar ile sıkça karşılaşılmaktadır.
Yurtdışında marka tescilinin en büyük avantajı markanın taklit edilmesini engellemesi, taklit ürünlerin toplatılmasını sağlaması ve markaya haksız şekilde tecavüz girişimlerini ortadan kaldırmasıdır. Yurtdışında marka tescili Ulusal (ülkesel) ve Uluslararası şekilde gerçekleştirilmektedir. Yurtdışında marka başvuru yöntemlerini sıralamak gerekirse:
- Uluslararası marka tescili
- Topluluk marka tescil sistemi
- Ulusal marka tescili
- Bölgesel marka tescili
Uluslararası başvuru ise Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu (WIPO)’nun Madrid Protokolü aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Madrid Protokolü’ne 100 ün üzerinde ülke üyedir. En büyük avantajı tek bir dilde, tek bir başvuru ile birden çok ülkeye daha uygun maliyetlerle başvuru yapabilme imkanı sağlamasıdır.
Avrupa Birliği Marka Ofisine (EUIPO) topluluk başvurusu gerçekleştirerek 27 ülkede tek bir başvuru ile koruma sağlanması mümkündür. Bölgesel marka başvurusunda birden fazla ülkenin bir araya geldiği ve yalnızca o üye ülkeler için koruma sağlanan sistemler vardır. Örnek olarak Benelüks (Belçika, Hollanda, Lüksemburg) ve Afrika Fikri Haklar Örgütü (OAPI) verilebilir.
Ulusal başvuru, ilgili başvuru yapılacak ülkenin doğrudan ilgili ofisine başvuru gerçekleştirilmesidir. Bu başvuru Madrid Protokolü’ne üye olmayan ülkeler için bir zorunluluk olsa da bazı durumlarda protokole üye olan ancak ulusal prosedür için avantajları bulunan ülkeler için de tercih edilebilir.