Marka hukuku, bir markanın tescil edilebilmesi için bazı temel koşulları öngörmektedir. Bu koşulların en önemlileri, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 5. maddesinde düzenlenmiştir.
- SMK 5/1-b maddesi: Markanın ayırt edici bir niteliğe sahip olması gerektiğini vurgular.
- SMK 5/1-c maddesi: Markanın mal veya hizmetlerin cins, tür, vasıf, miktar, değer gibi özelliklerini belirten işaretlerden oluşmaması gerektiğini ifade eder.
Marka başvurusu öncesinde, talep edilen markanın mutlak ret nedenleri açısından incelenmesi kritik bir öneme sahiptir. Daha önce tescil edilmiş bir markanın varlığı, aynı markanın tekrar tescil edileceğini garanti etmez. Bu nedenle, başvurusu yapılacak markanın güncel koşullar altındaki durumunun detaylı bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir.
5/1-b ve 5/1-c Maddeleri Çerçevesinde Mutlak Ret Nedenleri
SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddeleri, bir markanın kamu çıkarlarını koruma amacıyla tescil edilemeyeceği durumları açıkça düzenlemektedir:
- 5/1-b Maddesi: Ayırt edici olmayan, sıradan veya tanımlayıcı işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğini belirtir.
- 5/1-c Maddesi: Doğrudan mal veya hizmetin temel özelliklerini, kullanım amacını veya coğrafi kaynağını ifade eden işaretlerin tescil kapsamı dışında bırakılacağını açıklar.
Ayırt Ediciliğin İspatı
Ayırt edicilik, markanın kullanım yoluyla tüketiciler nezdinde bir tanınırlık kazanması ve belirli bir mal veya hizmetle özdeşleşmesi anlamına gelir. Bu nedenle, başvuru sırasında aşağıdaki belgelerin sunulması önemlidir:
- Markanın kullanımını gösteren faturalar.
- Reklam ve tanıtım materyalleri (broşürler, kataloglar, dijital reklam kanıtları).
- Sosyal medya hesapları ve web sitesi içerikleri.
- Marka ile ilgili basında çıkan haberler, makaleler.
- Fuar katılım belgeleri.
Bu belgeler, markanın ayırt ediciliğini desteklemek ve olası ret kararlarının önüne geçmek için etkili araçlardır.
Ayrıca, red olasılıklarını önceden analiz etmek, başvuru sürecinin başarısı ve zaman yönetimi açısından büyük önem arz eder. Bu kapsamda, aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:
- Markanın Ayırt Ediciliği: Daha önce tescil edilmiş bir markanın düşük ayırt edicilik düzeyine sahip olması, yeni başvurunun kabul edileceği anlamına gelmez.
- Olası Ret Kararlarının Öngörülmesi: SMK 5/1-b ve 5/1-c maddelerine dayanılarak ret kararı verilebilir. Ayırt edicilik kazanımını ispatlamak, markanın kabul edilmesi açısından kritik bir unsurdur.
- Destekleyici Belgelerin Sunulması: Markanın kullanımına dair bilgi ve belgelerin başvuru sırasında sunulması, hem olası retleri engellemek hem de zaman kaybını önlemek açısından önem taşır.
- Markanın Tescil Edildiği Ülkeler: Markanın başka ülkelerde tescil edildiğine dair belgelerin sunulması başvurunun kabul edilme şansını artırabilir.
- Müktesep Hak İddiası: Önceki tescilli bir marka ile yeni başvuru arasında benzerlik varsa, müktesep hak iddiası gündeme getirilebilir. Ancak bu iddianın kabulü tek başına yeterli olmayabilir.
Başvuru Stratejisi
SMK 5/1-b ve 5/1-c kapsamındaki ret nedenlerini aşmak için başvuru gerçekleştirilirken veya hemen sonrasında Destekleyici Belgeler Sunulması başvuru sahiplerine önerilmektedir. Sunulacak olan ek argümanlarla markanın tanımlayıcı veya sıradan olmadığını; aksine, kullanım yoluyla ayırt edici nitelik kazandığını net bir şekilde ifade etmek ve sunulacak olan evraklarla da desteklemek markanın ön inceleme aşamasında reddedilmesinin engellenmesinde başvuru sahiplerine yardımcı olabilecek ve olası zaman kayıplarının da önüne bu şekilde geçilebilecektir.
Sonuç
Marka başvurusu yapılmadan önce detaylı bir analiz ve hazırlık süreci yürütülmelidir. Bu doğrultuda markanın başvurusundan önce iş birliği içerisinde olunan vekil ile birlikte olası riskler değerlendirilmeli başvuru süreci buna göre yürütülmelidir.