Marka tescil süreçlerinde üçüncü kişi görüşünün önemi, başvuru sürecinde karşımıza çıkan bir unsurdur. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 17. maddesinde düzenlenen üçüncü kişi görüşü, markanın tescil sürecinde, başvurunun mutlak ret nedenleri çerçevesinde değerlendirilebileceği bir mekanizma sunar.
SMK’nın 17. maddesinde düzenlenen üçüncü kişi görüşü aşağıdaki gibidir:
MADDE 17: (1) Marka başvurusunun yayımlanmasından sonra, başvurunun 5. maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hariç diğer bentleri kapsamında tescil edilemeyeceğini belirten yazılı ve gerekçeli görüşler, markanın tesciline kadar herkes tarafından kuruma sunulabilir.
(2) Kurum, sunulan görüşleri değerlendirir ve görüşlerin yerinde olduğuna kanaat getirirse, başvuruyu kısmen veya tamamen reddeder.
Üçüncü kişi görüşü, SMK’nın 18. maddesinde düzenlenen yayıma itiraz işleminden farklı olarak, yalnızca 17. maddede belirtildiği şekilde mutlak ret nedenleri arasında, 5. maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hariç, gerekçelere dayanılarak sunulabilir. Yayıma itiraz işlemleri ile karıştırılabilen üçüncü kişi görüşü, yayım tarihinden itibaren marka tescil edilene kadar yazılı ve gerekçeli olarak kuruma sunulabilir. Markanın ilan süresi sona ermiş, tescil kararı verilmiş ancak tescil işlemi henüz tamamlanmamışsa, üçüncü kişi görüşü 17. madde kapsamında dikkate alınarak kurum tarafından incelenecektir.
Buna örnek olarak, 24. sınıfta başvurusu yapılan 2020/122637 başvuru numaralı “Kaşkorse” markasının ilan süresi sona ermiş, tescil kararı verilmiş, tescil ücreti yatırılmış ancak tescil işlemi tamamlanmadığı için sunulan üçüncü kişi görüşü sonrasında karar değiştirilerek markaya ret kararı verilmiştir. Bu durum, kurumdaki uzmanın “kaşkorse”nin bir kumaş türü olduğunu gözden kaçırması ve bu bilginin üçüncü kişi görüşü aracılığıyla kuruma sunulması sonucunda gerçekleşmiştir.
Marka başvurularında, talep edilen markanın başvuru yapılacak ilgili sınıf için ayırt edici olması gerekmektedir. Mutlak ret nedenleri kapsamında kurum tarafından bu durum gözden kaçırılmış olsa bile, ilan aşamasında üçüncü kişi görüşüne konu edilebilir ve tescil alınmış olsa dahi hükümsüzlük davası açılarak markanın hükümsüzlüğü talep edilebilir.
İlana itiraz süresini kaçırmış olan önceki hak sahipleri, üçüncü kişi görüşünü mutlak ret nedenleri ile ilgili blog yazımızda yer alan 5. maddedeki (5.1-ç hariç olmak üzere) gerekçelere dayanarak sunabilir. Üçüncü kişi görüşü sunanlar işlemlere taraf olamaz. Kurum tarafından üçüncü kişi görüşünün kabul edilmemesi hâlinde bu karara itiraz edilemez ve dava açılamaz.